Danimarkali Müslüman
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Danimarkali Müslüman
--------------------------------------------------------------------------------
Danimarka'da çıkan Ekstra Bladet gazetesinin onsekizinci sahifesindeki röportajın tercümesidir. Şöyle ki:
"Adım Eric Elm, Danimarkalıyım, boyum 133 santim, sizin tabirinizle cüceyim. Altmış beş yaşındayım. Alışverişe çıktığımda küçük çocukların kimisi tekme atar, kimisi "Merhaba küçük adam" der. Bir sirkte palyaço olmamı istediler, kabul etmedim. Ticaretle uğraştım, sonra Odense'de arşiv dairesinde çalışıp emekli oldum.
Para problemim yok fakat süpermarkette boyumun ulaşamadığı bir malı almak istesem Danimarkalılar yardımcı olmaz, onların işi varmış; fakat Müslüman hem yardımcı olur, hem de işini bırakıp benimle dolaşır, ben kasadan çıkınca o da alışverişe döner.
Arkadaşım beni arabasına almazken, bir Müslüman istediğim yere beni götürür. Gerçi bana uygun özel arabam var; ama Müslümanların benimle alay etmemesi, üstelik bir de yardımcı olmaları dikkatimi çekiyor.
Çok güzel Danimarka’ca konuşan Müslüman bir hanım bana İslamiyet'le ilgili kitaplar verdi, hepsi İngilizceydi. Bir Hıristiyan olarak onları okudum. Hem okuyup, hem de içkimi içerdim. Kitaplardan birini bitirdim ve kendi kendime sordum: "İtiraz edeceğim bir konu var mı? Yok!" Devam ettim, bazı cümlelerin altını çizdim, onları Müslümanlara sordum. Beni evlerine davet ettiler. Çaylar içtik, kurabiyeler yedik. Yemek zamanı gelince kalkmak istedim, ısrarla beni oturttular. Akrabalarımda ve kırk yıllık arkadaşlarımda görmediğim yakınlığı bunlarda gördüm. Çocuklar bana "dede" diyor, diğerleri de saygılı davranıyor. İnsanlarla beraber yaşamanın tadını tattım. Kendimi güvenli bir hayatın içinde buldum.
Namaz dikkatimi çekti. Sordum, her türlü pislikten uzak durulacakmış, gusül abdesti, namaz abdesti; yani mecburi bir temizlik. Sonra namazda okunan ayetlerin manası, Allah'a hamd için secdeye gitmek, Allah'ın sıfatları, Peygamberin bir kul olması, bunların bütünü beni öyle sardı ki Müslüman oldum. Artık ismim Muhammed Abdullah. Muhammed hamd eden demekmiş, Abdullah da Allah'ın kulu, tam bana göre, severek bu isimleri aldım.
Saatimi kurdum, güneş doğmadan kalkıyorum, pencereyi açıyorum, o saatlerde dünyada bir sır var, göğsümde bir şeyler oluyor, sevinçliyim: "Sana, Kur'an'a, Hazret-i Muhammed'e inanıyorum Allah'ım." diyorum. Tarif edilmez bir hal ve rahatlık içindeyim.
Güneş doğmadan balkonumdan etrafı seyrediyorum. İnsanlar görünmeyince dünya daha güzel.
Sabah namazını evde kılıyorum, secde etmem, başımı eğmem, yere koymam ne güzel.
Sakal bıraktım, bembeyaz. Küçük adamın kocaman sakalı...
Diğer vakitlerde Odense'deki Türk veya Pakistan camilerinden birine gidiyorum. Samimiyet ne güzel, sohbet ne güzel! Namazdan sonra çay içip, sandviç cinsinden bir şeyler yiyoruz. Garson gelince erken davranan parayı veriyor, ikram etmek ne güzel! Hayatı sevdim, dünya güzel!
Sureleri ezberlemede zorluk çektim. Her gün fatihayı yüz kere okudum. Üç günde ezberledim. Şimdi Kur'an da okuyorum. Arapçaya başlayacağım. Organlarımı yaratan ve yaşatan Allah'mış. Bunu düşündükçe Allah'a yakınlığımı daha iyi anlıyorum."
Muhammed Abdullah'ın anlattıklarını okudum, bitirdim gazetedeki resme baktım: Yuvarlak bir masa, saten kaplı sandalyeler, klasik bir kanepe, duvarlarda yağlıboya tablolar, çocuk sandalyesinde manen büyük, maddeten küçük, beyaz sakallı, gözlüklü bir mü'min. Karanlık tünelden aydınlığa çıkmanın sevinci yüzünden okunuyor.
Danimarka'da da güneş doğuyor.
alıntı
Misafir- Misafir
Geri: Danimarkali Müslüman
teşekkürler
idilForumun PoLisi -
Kayıt tarihi : 17/04/09
Nerden : ankara
Mesaj Sayısı : 162
Lakap : Kedicik ve wampir,SagoLera hastası
Ruh Hali :
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz